Bir yıl kadar önce, Youtube kanalında takip ettiğim “Firing Line with Bill Kutik” programında Bill Kutik’in Gartner başkan yardımcısı ve analistlerinden Melanie Lougee ile ilginç bir söyleşisi vardı. Gartner tarafından yapılan araştırmada SAP, ORACLE ve WORKDAY firmalarının insan kaynakları yazılımlarının işlevselliği üzerinden bir araştırma yapılmış ve hepsinin sonuçları birbirine çok çok yakın çıkmıştı. Konu da bunun üzerine idi.
Melanie Lougee söyleşide, araştırmanın yapısına göre; her yazılımın her İK temel süreci işlevleri bazında müşteri memnuniyeti açısından değerlendirmesinin yapıldığını, dolayısı ile belirlenmiş standart bir ölçüm tekniği üzerinden karşılaştırma yapılmadığından salt bu rapora bakarak karar verilmesinin doğru sonuçlar getirmeyebileceğini söylüyordu. Sonuç olarak her müşterinin kendi ihtiyaçlarını “seviyeleri ve ayrıntıları ile birlikte belirleyip” yazılım seçiminde kendi beklenti ve ihtiyaçlarının karşılanma seviyelerine ve karşılaşılacak maliyete göre karar vermeleri gerektiğini vurguluyordu.
Geçenlerde de sanırım Facebook üzerindeki paylaşımlardan birinde yıllar önce cep telefonu ile ilgili dünyaca ünlü bir markanın yaptığı “Cep telefonunuzdan her yerde televizyon seyredebileceksiniz” temalı bir reklamını gördüm. Reklamda yüzler tabii biraz abartılı oluyor, ama şu anda bizim için çok komik ve hatta “ne var bunda” diyeceğimiz bir işlevsellik şaşkın yüzlerle anlatılıyor. Tabii, bu arada o zamanlar bu tür yenilikçi paylaşımları ile önde olan markanın bu yarışta sona kalması ve bir ara faaliyetlerini durdurması da ayrı bir tartışma konusu.
Bunun İK işlevleri ile ne ilgisi var diyeceksiniz. Ama telefondaki işlevselliği vurgulayan böyle bir reklamı görünce yukarıda anlattığım söyleşi de aklıma geldi ve durumu açıklayacak güzel bir örnekle karşı karşıya olduğumu gördüm. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Düşünün şimdi, Graham Bell telefonu 1876 yılında icat etti. Dört yıl sonra, 1880 yılında Amerika’da 35 eyalette 70,000 civarında abone birbirleri ile oturdukları yerden konuşabiliyordu. Büyük bir işlevsellikti bu. Sonra bu işlevselliğin tüm dünyaya yayılması, konuyu çok uzatmadan, ardından telsiz, uydu ve internet iletişiminin gelişmesi ile, televizyon seyretmeyi bıraktım, sadece telefon ile iletişim işlevinde bile çok büyük gelişmeler yaşandı. Öyle ki:
Dikkat ederseniz, şu ana kadar sadece tek bir işlevden bahsettik: Birilerinin uzak iki noktadan birbirleri ile telefon görüşmesi yapması. Yani temel işlev 1876 yılında Graham Bell ile Thomas Watson arasında yapılan ne ise o. Peki bugün, o gün kullanılan telefon sistemi ile gündelik hayatımızı yürütebilir miyiz? Tabii o telefon cihazlarını çok değerli antikalar olarak müzayedede satıp yerine en gelişmiş cep telefonlarından alırsak evet :) Başka bir açıdan bakarsak; Graham Bell, Thomas Watson ve etrafındakilere o günkü telefonun işlevi hakkındaki memnuniyet seviyesi sorulsa, bugün sokaktaki herhangi bir insanın elindeki modern cep telefonundan duyduğu memnuniyet seviyesinden çok daha yüksek bir değerlendirme alınabileceğinden de hiç şüphem olmaz.
Hele bugün; resimli görüşme olanağı, televizyon, video, nabız ölçme, fotoğraf ve video çekme vb. gibi o gün Graham Bell gibi bir bilim adamının bile aklından geçmeyen işlevsellikle donatılmış bir cep telefonu düşünün. Birçok insana sorduğunuzda elindeki telefon için işlevsellik açısından vereceği memnuniyet puanı Graham Bell’in ya da etrafındakilerin o günkü telefon cihazına vereceğini geçemeyecektir.
Sonuç olarak:
İnsan Kaynakları Yönetimi yazılımları özeline dönersek; demem o ki, şu anda benim incelediğim kadarı ile, dünya üzerinde net kriterler üzerinden yazılımların işlevsellik düzeylerini birbirleri ile güvenilir bir şekilde karşılaştırabilen herhangi bir araştırma yok. Tüm araştırmalar belli bir sistemi kullanan müşterilerin kendi dünyalarına görece yaptıkları sübjektif değerlendirmelere dayanıyor. Dolayısı ile yanılma payları çok yüksek. Bu araştırmalara göre karar verirseniz sadece kalabalığın bir kısmına uymuş olursunuz. Ama gerçekten, verdiğiniz kararın sonucunda belki de sizin şimdiden öngöremediğiniz ihtiyaçlarınızın tam olarak ve uygun maliyetler ile karşılanıp karşılanamadığını bilemeyeceksiniz. Karşılaştırmalar ve çoğunluğun tercihi tabii ki sizi bir yerlere yönlendirecek, ama bugünün dünyasında algı yönetimi ile çoğunlukların tercihlerinin nasıl yönetilebildiğinin de akıldan çıkarılmaması gerekiyor. O nedenle, eğer böyle bir karar arifesinde iseniz, sizlere sağlıklı sonuca gidebilmek için birkaç pratik yöntem listeledim:
Kurum içindeki iş yaşamınızın kısıtlı olduğunu düşünerek hızlı hareket etmek ve bir an evvel devreye alabileceğiniz çözümlerle yola çıkmak düşüncesi size cazip gelebilir. Ama bu meslekte devam edecekseniz, siz orada olmasanız bile, sizin başlattığınız bir projenin başarısı ya da başarısızlığı sizin hanenize yazılacak ve hayatınız boyunca sizi takip edecektir. Telefondan televizyon seyredilebileceğini öngörüp reklam yapan ve sonradan telefon konuşması işlevini bile karşılayacak takati kalmayan bir firma durumuna düşmeyin. O firmanın yöneticileri bugün de aldıkları kararların sonuçlarından etkileniyordur eminim.